Bel Fıtığı Olan Hastamızı Nasıl Değerlendiririz?

Bel Fıtığı Olan Hastamızı Nasıl Değerlendiririz?

Hiçbir muayene bulgusu tek başına bel fıtığı tanısı koydurmaz ya da tedavinin şeklini belirlemek için yeterli olmaz. Zira, hiçbir yakınması olmayan ya da hafif bir bel ağrısı şikayeti olan birinde bile bel MR’ında fıtık izlenebilir. Bu durum bir çelişki gibi görünse de son derece doğal bir durumdur. Dolayısıyla bizim hekim olarak çözeceğimiz durum hastamızın sahip olduğu sorundur. Şimdi en sık karşılaştığımız bel fıtığı durumunu birlikte tanımlayalım ve inceleyelim.

Hastamızın bel omurlarının arasındaki diskin ani bir hareket ve anormal zorlanma nedeniyle yırtıldığını ve diskin içinden çıkan kıkırdak benzeri parçanın omurilikten çıkan siniri sıkıştırdığını düşünelim. Bu sinir, bel omurlarının dördüncü ve beşincisi arasından sağ tarafından çıkan sinir olsun. Bu sinir liflerinin büyük bölümü, ayağımızı ve ayak parmaklarımızı geri doğru çekerken kullandığımız kaslara beyinden gelen komutları iletir. Aynı zamanda ayağımızın ve bacağımızın ön kısmından gelen duyuyu beynimize iletir ve o bölgede oluşan dokunma ve ağrı gibi hisleri algılamamızı sağlar. Bu sinir fıtık tarafından sıkıştırıldığı için bacağımızın ve ayağımızın ön kısmında ağrı hissederiz. Bu ağrının seviyesi fıtığın sinir üzerinde yaptığı baskının derecesine göre hafiften şiddetliye kadar değişebilir. Ancak fıtığın büyüklüğünün bu ağrının şiddeti ile doğrudan ilişkisi yoktur. Burada önemli olan sinire uygulanan basıncın büyüklüğüdür. Sinir omurilikten çıktıktan sonra foramen dediğimiz ve beşinci omurun üst kısmı ile dördüncü omurun alt kısmının birer bölümünün oluşturduğu oyuklardan meydana gelen dar bir delikten geçer. Küçük bir fıtık siniri tam burada sıkıştırmışsa hastamızın hissettiği ağrının şiddeti çok büyük olabilir. Daha büyük bir fıtık siniri foramen dediğimiz bu deliğin hemen öncesinde sıkıştırmışsa hastamızın hissettiği ağrının şiddeti fıtıklaşan disk parçası daha büyük olmasına rağmen daha az olabilir. Aynı zamanda bu ağrının şiddetini tansiyon ya da kan şekeri ölçer gibi ölçemeyiz. Hastamızdan ağrısını değerlendirmesini ve ağrının şiddetine göre birden ona kadar bir puan vermesini isteriz. Bu puan kıymetlidir ve vas skoru olarak isimlendirilir.

Diğer bir değerlendirme kriteri kuvvet muayenesidir. Az önce anlattığımız fıtık genellikle hastamız ayağını ve ayak parmaklarını geriye doğru çekerken güçsüzlüğe yol açar. Bir başka ifadeyle hastamız topuklarının üzerinde yürümekte zorluk çeker.

Bir diğer değerlendirme kriteri his muayenesidir. Bir sinirin vücudumuzda duyusunu aldığı his bölgeleri vardır. Sınırları hemen hemen belirli olan bu bölgelere dermatom adını veririz. Örnek verdiğimiz hastamızın belinde oluşan fıtığın hastamızın ayağının ve bacağının ön kısmında his kaybına yol açmasını bekleriz. Böyle bir his kaybı olmayabilir. Diğer bacağıyla ya da sıkışık olmayan bir sinirin dermatom bölgesi ile mukayese ederek dokunma, ağrı, ısı gibi hislerini değerlendiririz, farklılıkları kaydederiz. Refleks muayenesini de refleks çekiciyle değerlendiririz ve tespitlerimizi kaydederiz.

Anlattığım bu değerlendirmeleri ve daha fazlasını hastamızın yakınmalarının bel fıtığına bağlı olup olmadığını anlamak için yaparız. Bel fıtığına bağlı ise hastamızın tedavisi için hangi yolun doğru olduğunu anlamaya çalışırız. Anlaşılabileceği gibi bu bulgular son derece kişiseldir. Her hasta için farklılık gösterir. Aynı hastamız için farklı zamanda da farklılıklar gösterir. Bu farklılık sadece zaman geçtikçe daha da kötüleşme şeklinde olmaz. Bazı bulgular olumlu bir gelişme olarak iyiye de gidebilir. Örneğin sinir ve çevresindeki dokularda ani gelişen fıtık nedeniyle oluşan ödem, zaman içinde ya da ilaç tedavisiyle azalabilir. Bu durumda sinir üzerindeki basınç azalır ve hastamızın bacağına vuran ağrı ve ayağındaki güçsüzlük de azalabilir.

Özetle, bel fıtığı olan bir hastamızı değerlendirirken ve tedavi şekline karar verirken mevcut olan tüm bulguları, hastamızın MR görüntülerini ve diğer tetkiklerini değerlendirip birleştiririz. Aynı zamanda henüz ortaya çıkmamış olan olasılıkları öngörmeye ve tespitlerimizi hastamızın lehine kullanmaya çalışırız. Sağlıkla kalın!